Tadını bilmeyenlerin hakkında rize çayından daha kötü diye yorum yapıyor. Türkiye çay üretiminde iyi bir konuma sahip olmasına rağmen kaliteli çayların diğer kaliteli ürünlerde olduğu gibi iç piyasaya değil dış piyasaya sürüldüğü gerçeğini bilmeyen ya da bilmek istemeyenlerin her daim yerli malı yurdun malı mantığıyla hareket ettiğini görmek zaten gayet normal.
Kaçak çay içenler mecbur dahi kalsalar rize çayı içmezler ya da ben içmiyorum. Neden derseniz; bir kere rize çayının her daim var olan çiğ tadı ve kokusu insanı çaydan tiksindirecek derecede kendini gösterir. Kaçak çay diye tabir edilen; Istıkan , Mahmood , Ahmad tea vb markalar Seylan ve diğer ülkelerde üretilip Suriye, İran, Irak üzerinden yurda kaçak olarak sokulduğundan ve eskiden sadece kaçakçılar çarşısından satıldığından bu adla anılır olmuşlardır. Globalleşme, açık pazar ekonomisi ve sınırlardan bu ürünlerin eskiden olduğu gibi sınırlandırması artık olmadığından bakkal camlarında "kaçak çay bulunur" yazıları görmemiz gayet normal olmaktadır.
Rize çayı içenler dendiği gibi kaçak çay içemezler çünkü tad yoğunluğu açısından rize çayına tur bindirir. Kaçak çayın tadına varmak isteyenler lipton ve kaçak çayı harmanlayarak bu taddan mahrum kalmayabilirler. Tadını bir kez alanlar artık bu bağımlılık neticesinde her nereye giderlerse gitsinler çaylarını beraberlerinde götürmektedirler (misal bizim aile).
Akdenizin doğusu , güneydoğu ve doğu anadolu çoğunlukla bu çayı içer. Bu bölgelerde görev yapan memur, öğretmen, polis vb kişiler ilk önce direnirler ancak daha sonra bu muhteşem tadı aldıklarında bırakamaz olurlar. Ha dendiği gibi bazı kendini bilmezler, çayı boyayıp satmıyor mu? satıyor. Bu durumda her ailenin güvendiği bir tedarikçisi var ve sonuçta misler gibi çaylarını içiyorlar. Tanıtım yazısı gibi olmuş ama sonuçta böyle bişi.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder