5 Şubat 2011 Cumartesi

Kürt Düğün Kültürü

kürt düğün kültürü değişimden nasibini alsa da hala eski gelenekleri içinde barındıran geniş bir kültüre sahiptir. Düğün Kürtçede `dawet` anlamına gelir.
`Dawet` Türkçeye `Davet` olarak geçmiştir. Öz Türkçe karşılığı “`çağrı`” davetli de “çağrılı”dır. `Kürtçe`'de çağrılı “ `dawetvani`” dir.
hayatın olmazsa olmazı bir tarafa ,en unutulmaz anları arasındadır. motifsel açıdan sunduğu görsellik,geleneksel açıdan verdiği tat ile izlenmeyi her zaman hak etmiştir
düğünler `taziye` yani yaslar gibi kürt kültüründe çok büyük öneme sahiptir. düğünler cuma akşamüstü başlayıp pazar akşam üstü gelinin evinden alınmasıyla son bulur 2 gece 3 gün boyunca insanlar kurtlarını dökerler.
 başlığımız madem düğün kültürü üzerine o zaman bu kültürü  sıklıkla kullanılan kavramlarla başlayalım;

`Zava`- Damat`

`Bûk`- Gelin`

`Birazave`- sağdıç`

`Berbûrî`- Gelinle giden davetli`

`Qelen`- Başlık parası`

`Destgirtî`- Nişanlı`

`Mér`- Evli erkek(koca`)

`Jin`- Evli kadın(karı`)

`Xwesû`- Kaynana`

`Xwezûr`- Kayınbaba`

Kürt düğünleri gelenek açısından köklü ve zengindirler. Çünkü iki dinin ve birçok uygarlığın etkisini taşır.
`Zerdüştlük` ve `İslamiyet`’tin etkisini yoğun yaşan eski Kürt düğünleri nerdeyse kalmadı.

Zerdüştlükte toprak ve tarım çok kutsaldır. “`darika zavé`” (`damat ağacı`) Zerdüşti bir gelenektir.
Damat ağacı dama dikilen büyük bir ağaç dalıdır. Ağaç meyvelerle süslenir.
Gelin geldiği zaman darika zavé nin altında bekleyen damat genlinin başına bir elma atar.
Gelin ise cömertliğin sembolü olarak şeker, değişik yemişler ve para ile dolu testiyi yere vurarak kırar.
Bu Zerdüşti geleneklerin yanında İslami gelenekler de Kürt düğünlerine eklenmiştir.

BAŞLIK PARASI yani `Qelen`

Çocukları üzerinde her türlü tasarruf hakkına sahip olan baba kızını verme karşılığında beli bir miktar mal aldı.
Zamanla bu durum gelenek halini aldı.
`Qelen` Kürt aşiretlerinde çok yaygındı. Günümüzde `Qelen` yadırganır duruma gelmiştir ama varlığı sürdürüyor.

`Qelen` kentleşme sürecine giren Batman’da pek yaygın olmasa da özellikle halen aşiret bağlarını koruyan ailelerde yaygındır.

`Qelen` kadar çeyiz istenir ve buna takılar, `piştderi` (gelin götürülürken, gelinin bir yakını tarafında kapıda alınan para) ve diğer düğün masrafları dâhil değildir.
Bu durumda evlenmenin maliyeti 30- 40 bin YTL yi aşıyor.
Belki bu para zengin biri için az bir paradır ama maddi açıdan yoksul olan bir aile için büyük bir külfettir. `mafê şîr` yani süt hakkı denen farklı bir kavram vardır ki bu kavram daha çok bingöl, bitlis taraflarından anne tarafından istenir.

Eskiden Kürt düğünlerinde sadece düğün şarkıları vardı. Düğün şarkılarına “ `stran`, `bacî`, `heyranok`” denilirdi, hangi şarkının nerede söyleneceği belli idi.
Göç ve televizyonun etkisi değişime uğrayan kültür tam anlamıyla gelişimini sağladığını söylemek yanlış olur.
ABİYE İLE yöresel kıyafetler yan yana kullanılır olması bazen komik durumların yaşanmasına neden olmuyor değil. bu kültürün yıkılmadan hala eski şekilde yaşandığı yerler yok değil. hakkari, şırnak, mardin, van, ağrı ve siirt'te hala eski kültürü tam anlamıyla yaşanmaktadır.

kavramların sonrasında aklımızda oluşan kısım kısım incelememize devam edelim;
`Eminê Erbani`, `Bismilli Zeko`, `Hozan Beşir`, `murad-ü fatma` son dönem kürt düğün kültüründe oldukça belirgin yer edimişlerdir. `elektro bağlama`, `bateri` ve `davul`  yani saz takımı ile düğünler stres boşaltma yeridir. davul ve zurna ikilisi kürt düğün kültüründe oldukça sağlam bir yere sahip olmakla birlikte saz takımlarına karşılık fazla direniş gösterdikleri söylenemez. davul ve zurna güneydoğu ve doğu anadolu  bölgesinde "mırtıp, karaçi, çingene" ler tarafından çalınır.

kürt düğün kültüründe havaya silah sıkılması oldukça eski bir gelenektir ve tamamen testesteronla alakalıdır ancak 1994 yılından beri düğünlerde silah sıkılması yasaklanmıştır. 1991 yılından beri sadece koruculuk yapan aileler tarafından düğünlerde silah sıkılmaktadır. kaynakları kıç olan insanların bölge hakkında sadece taraflı olarak aktarılan haberler neticesinde " abi yağğğğğ silah sıkıyor oç" demeleri aslında tamamen bilenlerin kıçıyla gülmelerine neden oluyor. arada böyle kaynakları görmesek inanın gülecek yerlermiz paslanacak. ayrıca havaya sıkılan kurşunların kendi ödediği vergilerle ödendiğinin farkında olmayan ve buna dolaylı olarak destek verenler bir daha şapkalarını önlerine alıp düşünmeleri gerekir. silah sıkılan yer normal halay ve kalabalığın bulunduğu bölgeden tamamen farklı bir yerdedir ve genellikle dam yani evlerin üstünde gerçekleştirilirdi. 14 sene boyunca gittiğim düğünlerde bırakın ölüyü bir tek yaralı dahi olmadığına göre pek bir problem yarattığını düşünmüyorum ancak bu kendi adıma ddüşündüğüm bir gerçek. silah kültürü başlı başına irdelenecek bir kültür olduğundan ötürü daha fazla açıklama yapmaya bence gerek yok. okuduğunu anlayanlar mesnetlerini sağlamlaştırdıklarında daha güzel yarınların bizi beklediğini bilmek insana ayrı bir güzellik katıyor.

düğün kültürü ile alakalı olarak bir alıntıya yer vermek sanırım o duyguyu çok az olsun hissettirecektir.

ilk gün(cuma akşamüstü)
evin gençleri gecenin geç saatlerine kadar durmaksızın halaylar çekerler.

ikinci gün(cumartesi)
önceki günün aksine bugün 4 kısımda incelenir; öğlen öncesi, öğleden sonrası, akşam ve gece. en önemli gün yani pazardan önce olmasına rağmen mesaiinin olmaması ve uzak yerlerden gelen misafirlerin bugün düğüne katılması nedeniyle tamamen ağır topların geçişine sahne olur. öğleden sonra gençler kız tarafının evine çeyiz sermesine giderler. `çeyiz sermesi` oldukça keyifli bir ritüeldir ki kendi başlığında fırsat bulduğum bir zaman diliminde aktaracağımdır.

üçüncü gün(pazar)
sabah ve öğleden sonra diye iki bölümde incelenir; öğleden sonra gelin evinden alınıp erkek evine uzun uzun konvoylar ile getirilir.
şimdi sözü aşağıda güzel yazıyı yazana bırakıyorum.

"DİYARBAKIR SOKAK DÜĞÜNLERİ

Kürtlerde düğün olayı, hayatın olmazsa olmazı bir tarafa ,en unutulmaz anları arasındadır. Bir kürt düğünü; motifsel açıdan sunduğu görsellik,geleneksel açıdan verdiği tat ile izlenmeyi her zaman hak etmiştir.

Kürt düğünleri ; kaplıca gibidir,vücüda iyi gelir.
Eminê Erbani gibidir,ruha iyi gelir.
Bismilli Zeko gibidir, kalp atışını hızlandırır..
Hozan Beşir gibidir,bazen anlaşılmazdır.
Küresel ısınmaya katkıdır,bol bol ter döktörür,harareti bastırır,ısıyı artırır,Fahrenheit ve Kelvin'e tavan yaptırır.
21 Gram filmi gibidir ,karma karışıktır.
Tokyo Draft yarışı gibidir,müzik hareketli olduğu oranda vardır
Er meydanıdır,hüneri olanları kucaklar.
Nanê Sêle gibidir, tadı damağında kalır.
Ve Kitaro'nun sahne performansı gibidir,bittikten sonra sadece çalgıcılar akılda kalır.

İşte benimde üzerine kafa yormak istediğim mesele "akılda kalan" taraf , yani; düğünlerdeki çalgıcılardır..

Düğün salonlarındakilerle ile işim olmaz,oradakilerden bahsedip;sevgili Diyarbakırlı dostları teşvik mahiyetinde bir hataya düşmeyeyim diye..

Şiwan Perwer "lo me çikîr" stranında da demişti ya " karê me Kurda xebat,kêf û şer e" .Katılmamak elde mi?
Biz sokağa inip "kêf" kısmına bakıp,düğüncülerin marifetlerine ve kendi çaplarındaki fenomenlerine değinelim.
Bir Diyarbakır sokak düğününde ilgi ile izlemeniz gereken 3 kesim var: Şarkıları söyleyen abêmiz,Varsa temin edilen kameraman ve tabi ki baterist.
Baş aktör şarkıları söyleyenlerdir elbet.Kurdukları mini müzik stüdyoları ile iş yaparlar,her mahallede çokça vardır.İşyeri isimleri genellikle ; serhat,rojda,zilan,sipan müzik-stüdyo vb. adlarda olan alımlı Kürtçe sözcüklerdir.Hal böyle olunca ticari kaygı yok denemez ..Sağlık olsun..

Şarkıları söyleyen abêlerimiz; genellikle mazlum görünümlü,bilinçli ve bir halkın şarkılarını seslendirmekle yükümlü olduğu imajını yüz metre öteden verebilen işin eri kişilerdir.
Bu ilk edilen izlenim,en azından hep öyle izlenim edindim katıldığım sokak düğünlerinde.Bazen şık giyinen ve afili genç kekolarda vardır ki artistlikleri tavan yapmak zorunda o gece..O gece için, sanat halk içindir felsefesinin en acımasız savunucusudurlar ..şarkılarını söylerken hareketleri keskindir,ağırdır.
Düğünde olan genç kızlar,çaktırmadan tek tek göze kestirilir,arada söylenen şarkı ithaf mahiyetindedir,içinden gelmiştir önünden delilo ile geçen o genç kızın esmer tenine.
İşleri zordur her açıdan.En basitinden milleti coşturmak ve gaza getirmek zorunda.Taktik az çok bellidir: Birini ortaya çıkarmak.
Ortaya çıkma zaten cesaret isteyen,bunun yanında hüner isteyen çok zor bir iş.Ben denedim tavsiye etmiyorum şahsen.
Kan basıncı resmen tavan yapıyor ,etrafta herkes size bakıyor.İşi iyi kotaramadınızsa vay halinize; çünkü artık fişlendiniz:
-Ma ewêl, madem bilmisen niye çixisen ortaya..??

Gelde cevap ver…

Devam edelim…Şimdi birini ortaya çıkarmak bazen kolay bazen zordur,düğün kalabalıksa gaza gelme oranı artıyor,en başı çekenin oyun içindeki hareketliliği ortaya yansımak zorunda.Bizimkiler bu işin psikolojisini iyi biliyor.Önce mikrofondan şu ses duyulur:

-Aaalllkııışşş…..Aaallkıııışşşşş….

ve bunu alttan alttan gazı verirken hemen kolundan tutar ortaya çeker. Ve ikinci darbe gelir:

-Haahooo haahooo….herê herê….

Neyse ortaya çıkan bir iki ayak ve kol figürü yapar.Bateristle göz göze gelirse ve ellerini genelde yukarı kaldırır ve işareti verir "daha hızlı..daha hızlı çal" diye…

Baterist zopaları ve ayaklarını hızlıca çalıştırdıkça ortaya çıkan kişide iyice coşar.Ve maalesef en ağır darbe gelir.Buna medusa darbesi de diyebilirsiniz:

-Xweşkee Xalê Mihyeddin xweşke…..

Artık Xalê Mihyeddinin savunma kalkanları düşmüştür,ne biliyorsa o anda sergilemek zorundadır.Gerekirse tango figürleri bile o ana uyarlanıp sergilenmek zorunda.

Biz Xalê Mihyeddin metaforu ile orta yaş ve üstü bir kişi almış olduk.Peki asi bir Diyarbakırlı gencin ortaya çıkışını bilmeyen var mi?
Kaç beygir gücünde çalışır,o figürleri nerden öğrenmiştir,kıvraklık nerden gelir vb. bir sürü soru sorarsınız kendinize.
Evet çok güzel oynarlar,hayret edilecesi derecede ve bunu tek sebebi de balkona çıkan narin bir genç kızın farkında olmadan verdiği sebebiyettir.Ortada oynayan genç kardeşimizin elleri mesaj doludur,kafası sağa sola oynarken adres ve telefon numarası verir haldedir.
Şarkıcı bu kategorideki genç kardeşlerimizi gaza getiremez,tam tersine bizim gençler onları gaza getirir:
-Mehso'dan (Mahsun Kırmızgül) bebeğim benim parçasını çal keko.

Ve ortaya paralar saçılır…

Ortaya çıkarma taktiği düğünler var oldukça bizimle yaşayan bir kültür olacak.Öyle görünüyor.

İkinci en önemli kişi "bateristlerdir" . Bunlar görünmez kahramanlardır ve açıkça söyleyeyim keşfedilmemiş birer şöhret bombasıdır her biri.
Bana kalsa bir dernek kurar ve birleştirdim tüm bateristleri.Andy Warhol'ın dediği gibi "herkes bir gün 15 dakika ünlü olacak" . İşte bu bateristler değil 15 dakika maalesef 10 dakika bile ünlü olamayıp gittiler,gidecekler.
Ne bateristlere rastladım,aklınız hayaliniz durur.Genelikle yaş ortalaması düşüktür. On yaşında düğünü idare eden bateriste var,Bağlar'a dalın görürsünüz.

Takip ettiğim kadarıyla günümüzde bateristler sadece rock/heavy metal gruplarında bir üne kavuşabiliyorlar.
Metallica'nın bateristi, U2 grubunun keza Judias Priest'ın bateristleri çok ünlü..

Hepsini izledim ama bizim Diyarbakırlı bateristlerinin sergiledikleri hüneri göremedim.
Yani hangisi kalkıp tam teşekküllü iki elini,iki ayağını farklı farklı tonlarda oynatırken , tam o sırada nerden ve nasıl yaptığı belli olmayan bir şekilde çay içebilir.
Tam gaz çalarken (Xalê Mihyeddin sahnede) boş olmayan elleri ile nasıl alnındaki terini silebilir bir insan?
Hadi bunu da geçtik, bateristler arasında son moda olan , baterinin canını okurken,kendini kaybetmiş bir halde iken kulakta telefon ile beş dakka bir kontur yapabilmekte neyin nesi oluyor?
Şimdi böyle bir insan evladının "Nothing Else Matters" gibi bir şarkıda neler yapabileceğini tahmin edebiliyormusunz? Ben etmek istemiyorum..korkuyorum..

İçten duyguların ve ritimlerin insanı olan bu baterist kardeşlerimize Belediye bir an önce el atmalı ve onlara bir iş alanı doğurtmalıdır…Şakasız ha..

Son olarak pek olmasada arada var olan kameraman kardeşlerimize değinelim..

Sadece dua edin onlara..ne olur iyi çeksin ve o gün ruh hali iyi olsun kameraman kardeşimizin.
Yoksa çok üzülürsünüz. Bizim kameramalar aslında çok iyi çekim yaparlar.
Robert Rodrigez tarzı çekim teknikleri var ki evlere şenlik.
Bir arkadaşın abesinin düğün kasedinde neredeyse düğüne dair hiç bir şey yoktu..Etrafı çekmiş,binaları alttan üstten almış,bununlada yetinmemiş yerdeki birkaç karıncayı göruntelemiş ve balkondaki insanların yüzüne vermiş kamerayı,kaseti öyle doldurmuş.

Buyur çık işin içinden…

Dikkatle bakın onlara,çok malzeme var.Cnn İnternational'a haber yapar gibi titizlikle işini yapanda var ama çekim esnasında kaçak sigaraya başladığı an bitmiştir özen.

***

Velhasıl kelam Diyarbakır sokak düğünleri artık pek fazla olmasa da, insan kokan samimiyeti ile,kol kola giren insanların verdiği güzellikle ve tadından yenmez oyunları ile sonsuza dek sürmesi dileğiyle…

Selam ile..


Bijweng Ronahî"

3 yorum:

  1. bizim düğünler sevilmez mi ya başkadır başkaaaaa

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. kesinlikle kardeşim sana katılırımm

      Sil
  2. Online Casino UK: Best Roulette Sites & Slots - Wolverione
    Best Casino worrione Sites & Slots · 1. Spin Casino, 메리트 카지노 주소 the most popular casino game and kadangpintar you can play with £5 free + £100 Bonus · 2. 888 Casino, the best UK casino bonus offer · 3. Betfair

    YanıtlaSil